Ortadoğu’nun sır topluluğu: Ezidiler

ezidileralıntı sözleri

ezidileralıntı sözleri

IŞİD terörü Suriye ve Irak topraklarında ilerlemeye devam ediyor. Geçtiği her yerde önüne çıkan masum insanları katlediyor. Son olarak Uluslararası Af Örgütü’nün hazırladığı rapora göre, terör örgütü IŞİD tarafından kaçırılan yüzlerce Ezidi kadının örgütün elinde seks kölesi olarak kullanıldığı, cinsel istismara maruz kaldıkları ortaya çıktı. Raporda ayrıca esir düşen çok sayıda Ezidi kadının yaşadıklarından dolayı intihar ettiği belirtildi. “Cehennemden Kaçış” adı verilen raporda IŞİD’in kaçırdığı Ezidi kadınları, seks kölesi olarak kullandığı, işkence ve kötü muameleye maruz bıraktıkları belirtildi. Dünya kamuoyunun dikkatini, Irak meclisinde ağlayarak yardım isteyen Ezidi vekille üzerine çeken Ortadoğu’nun bu sır topluluğunun hikayesi nedir?

IŞİD terörü ile birlikte o bölgede yaşayan Kürt ve Türkmenler de aynı kaderi yaşadı ve yaşıyor. Hıristiyanlar da. Fakat dünya kamuoyu bu terör faciasıyla Ezidileri öğrendi. Önce isim kargaşası yaşandı medyada. Yezidi mi? Ezidi mi?

Ezidiler kimdir?

Ezidiler ile ilgili çok fazla kaynağa sahip değiliz. Çeşitli basın mensubu ve araştırmacının  onlarla yaptığı mülakat ve gözleme dayanan çok az sayıda kitap ve makale mevcut. Hepsinde ortak söylem Ezidilerin dinlerine ve kültürlerine dair konuşmaktan kaçınması ve korkması. Buna sebep olarak yaşadıkları coğrafyada etkin olan inanışlara sahip toplulukların onlara bakış açısı gösteriliyor.

Ezidilerin büyük bir kısmı kendilerini Kürt olarak kabul etmekte ve kendilerine de “Dasni” (ki bu isim, aynı zamanda Duhok ile Laleş arasındaki dağlık bölge ile burada yaşayan bir Kürt aşiretinin ismidir) adını vermektedir. Zaten, bazı tarihi kayıtlarda da “Ekrad” (Kürtler) taifesinden oldukları açıkça belirtilmiştir.

Ezidilerin gerçekten de Kürtlerle dikkat çeken soy, dil ve kültür benzerlikleri vardır. Tipoloji, dil ve folklor olarak Kürtlere benzeyen Ezidilerin sosyal örgütlenmesi de yine Kürtlerinkine benzer. Buna göre, başlarında bir ağa bulunur ve her aile ve akraba ayrı bir birlik oluşturur. Konuştukları dil ise, büyük farklılıklar göstermesine rağmen Kürtçenin Kurmançi lehçesidir. Bu özellik de Kürtçe içindeki büyük lehçe farklılıkları ile örtüşüyor.

Sincar dağlarındaki Şengal şehrinde yer alan Laleş bölgesi, Ezidilerin kutsal mekanı. Tanrının ikamet ettiği yer olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla dünyadan önce yaratılmıştır diyorlar.

Ezidilere göre kötülük meleği tanrının tüm sınavlarından başarıyla geçmiş affedilmiş ve bu sebeple dünyanın yönetimi ona verilmiş. Melek Tavus diyorlar ona. Bu inançları sebebiyle Hıristiyan ve İslam toplumları tarafından şeytana tapanlar olarak algılanmış.

Ezidiler, geleneksel olarak küçük gruplar halinde, Irak’la Suriye’nin kuzeybatısında ve Türkiye’nin güneydoğusunda yaşıyorlar. Nüfuslarının 70 bin ile 500 bin arasında olduğu tahmin ediliyor.

Sadece IŞİD tarafından değil, yıllardır bölgede hakimiyet kuran tüm topluluklar tarafından eziyet görmüş ve üzerlerine çamur atılmış bir toplum olarak nüfusları geçtiğimiz yüzyıl boyunca giderek azaldı. Bölgedeki diğer azınlıklarda olduğu gibi Ezidiliğe geçmek mümkün değil, ancak doğuştan Ezidi olabilirsiniz. Ezidilerin başka bir din mensubuyla evlenmesi de yasak. Dolayısıyla kapalı bir toplum. Diğer toplumların inançlarına duydukları tepki dolayısıyla içe kapanık olmuşlar.

Ezidi adı ve anlamı

IŞİD gibi Sünni radikaller, Ezidi isminin Emevi hanedanının ikinci halifesi olan ve hiç sevilmeyen Yezid İbn Muaviye’den geldiğini düşünüyor. Ancak araştırmalar gösteriyor ki ismin Yezid ile bir ilgisi yok.

Ezidi isminin İran şehri Yezid ile de bir ilgisi yok. İsmin kökeni modern Farsça’da melek ya da ilah, tanrı anlamına gelen “ized” kelimesinden geliyor.

Ezidi kelimesi basitçe “tanrıya inananlar” anlamına geliyor, Ezidiler de kendilerini bu şekilde tanımlıyor.

Ezidiliğin peygamberi kimdir?

Ezidiler, kendilerine gönderilmiş peygamber olduğuna inanmamakla beraber diğer milletlere gönderilen peygamberleri kabul etmektedirler. Ezidi dini literatürü özellikle ismi Kur’an’ı Kerim’de geçen ve hikâyeleri İslami versiyonları ile büyük benzerlikler gösteren birçok peygamberin hayat hikâyesine dair kavil ve kıssalarla doludur.

Geleneksel Ezidilik genel olarak takdis edilen evliyalar ve bu evliyaların mezarları ve makamları etrafında uygulanan ritüel ve merasimlere dayanan bir melekler kültü ve azizler (evliyalar) kültü üzerine kuruludur. Bu evliyalar Ezidilerin nazarında peygamberler ile eşdeğer hatta daha üstün olarak tutulmaktadırlar.   Bu evliyaların büyük çoğunluğu Şeyh Adi b. Müsafir’in ailesi ve onların bazı halife ve müritlerinden oluşmaktadır.

Kutsal kitapları

XIX. yy’ın sonlarına doğru Ezidiler üzerine çalışma yapan misyonerler tarafından ilk olarak Ezidi kutsal kitapları olan ‘Mushefa Reş’ (Kara Kitap) ve ‘Kitab-ı Cilve’ basıldı. Bunlar orijinal kitaplar değil. Ezidiler de bu iki kitabı kabul etmemektedirler. Onlar bu iki kitabın şu an da ellerinde olmadıklarını söylüyorlar. Onlara göre Ezidi dini metinleri yazıya geçirilmeyip özellikle Kavallar tarafından sözlü şekilde nesilden nesile aktarılmıştır. Doğru olan da budur

Bölgedeki topluluklar tarafından neden dışlanıyorlar?

1970’lere kadar Türkiye’deki Ezidilerin çok büyük bir kısmı okuma yazma bilmiyordu. Ezidilerle yapılan yüz yüze görüşmelerde çocuklarını okula göndermeme sebebi olarak, inançlarıyla dalga geçilmesini gösteriyorlar. Ezidilerde tükürmek yasaktır, büyük günahtır. Bunu bilen çocuklar Ezidi bir çocuk karşısında tükürebiliyordu.

Şeytan kelimesini kullanmaları da yasak. İnandıkları Melek Tavus’a yüzlerine karşı şeytan denilmesi onlar için büyük bir sorun.

Ezidilerin nüfus cüzdanlarına dair de büyük bir sorunları var. Din hanesinde çarpı işareti var. Çünkü resmiyetete Ezidilik, tanınan dinler arasında değil. Aynı sıkıntıyı Batı’ya göç ettiklerinde de yaşadılar. Dinleri konusunda sınıflandırma zorluğu yaşadılar çünkü ne Hıristiyan ne Müslüman ne de Batı’nın tanıdığı diğer dinlerden değillerdi. Dinlerinin Batı’da bir tanımı yoktu.

Zulüm ve işkencenin büyük bir bölümü isimleri ile ilgili bir yanlış anlamadan kaynaklanıyor.

Ezidiler neden dairenin dışına çıkamaz?

Onların dairesel hareket eden zaman anlayışına göre önemli olan dönüşümdür. İnanışlarına göre olup biten her şey belli bir akış ve ritimle sürekli tekrarlanıyor. İşte bu yüzden daire çok önemli bir sembol olarak kabul edilir. Dinî törenlerinin birçoğunda tapınaklarının etrafından döner. Yemin ederken de daire işareti yaparlar. Bu sebeple Ezidilerin düşmanları veya onlara eziyet etmek isteyenler daire simgesini kullanırdı. Hatta onları öldürmek için bile. Çemberi kendilerini gerçekleştirebilecekleri yer olarak kabul eden Ezidiler için etrafına çember çizilmesi meydan okuma, dinlerini değiştirmeye bir çağrıdır.

Melek Tavus

Tanrının dünyanın sadece yaratıcısı olduğunu düşünüyorlar. Sürdürücüsü değil. Dünyada tanrısal iradenin icra organı Melek Tavus’tur. Melek Tavus yanında ruh göçü yoluyla Tanrısallığa yükselmiş olan Şeyh Adi onla bir olmuş görünmektedir. Yezidiler cehenneme inanmıyorlar. Şeytana ve cehennem cezasına da inanmazlar. Ezidilik kan bağıyla geçiyor. Ezidiliği yaymak kesinlikle yasak. Bu sebeple sır din olarak anılıyor. En yüceleri Melek Tavus olarak bilinen Tavuskuşu meleğinin de aralarında bulunduğu yedi büyük ruh Yezdan’dan çıkmıştır. Melek Tavus kutsal iradenin aktif uygulayıcısı olarak bilinir ve Tanrıdan ayrı düşünülemez. Bu nedenle Ezidilik tek tanrılıdır. Erken dönem Hristiyanlıkta tavuskuşu ölümsüzlüğün simgesi idi, çünkü eti çürümezdi. Ezidiler günde beş kez Melek Tavus’a dua ederler. Melek Tavus’un diğer adı “şeytan”dır, bu nedenle Ezidilerin yanlış bir şekilde şeytana tapanlar olarak damgalanmasına yol açmıştır.

Üç tarikatları var: fakirler, koçaklar ve fahralar  

Din büyüklerinden oluşan kastlar (şeyhler ve pirler) ile müritler, toplumun iki ana tabakası. Hiyerarşinin en tepesinde şeyhler var. Unvanlar babadan oğula geçiyor. Mirler, şeyhler Laleşteki kutsal merkezin yakınındaki köylerde otururlar. Ezidilerde iki tarikat var. Bunlardan biri Fakirler olarak anılıyor. Bu tarikatlara, kastların aksine katılımla geçiliyor. Genellikle babalar oğullarını eğiterek fakir olmaya hazırlar. Çile çekerek hayat sürerler. Dini konularda geniş bilgi sahibidirler. Diğer tarikata ise koçak denir. Koçakların mucizeler gösterdiğine ve gelecekten haber verebildiğine inanılır. Koçaklar da laleş yakınlarında yaşarlar. Bir de kadın tarikatı var. Çilecilik hayatı sürmek isteyen kadınlara fahra deniyor. Laleşte yaşar ve kutsal yere hizmet ederler. Evlenmezler.

Bir Ezidi’nin yaptırması gerekenler; sünnet, vaftiz ve saç kestirmek

Ezidilerin hayatında önemli evreler var; bisk (saç kemsi), sinet (sünnet), helal veya mor kirin (vaftiz, laliş’teki kutsal kaynaktan alınan kutsal zimzim suyuyla vaftiz edilir), biraye exrete (ahret kardeşliği) ve dawet’tir (düğün). Bir de cenaze töreni.

Ezidilikte ibadet

Ezidiler, Hakikat Farzları ve Tarikat Farzları olmak üzere iki farklı farz kategorisine inanmaktadırlar. Hakikat Farzları; her Ezidinin sahip olması gereken Şeyh, Pir, Usta, Mürebbi ve Ahiret kardeşi (ya da kız kardeşi)’dir. Tarikat Farzları ise; dört namazda okunan dualar, her Yezidinin tutması gereken üç günlük Oruç, Laleş’teki Kaniya Spi (Akpınar)’da vaftiz olmak, yatmadan önce Şehadet duasını okumak, her Ezidi’nin boynunda ‘Toka Êzid’ bulunması, erkek çocukların sünnet olması gibi Ezidilerin sembollerinden meydana gelmektedir.

Ezidilerin yerine getirdikleri Dua ya da Nımêj olarak dile getirdikleri günlük namazları vardır. Sabah ve akşam namazlarında Yüzlerini kıbleye çevirirler. Öğle namazında ise yüzlerini Laleş’e çevirirler.

Ezidilerde iki çeşit oruç tutulmaktadır. Bütün Ezidi halkının tuttuğu genel oruç ve sadece Babaşeyh, Kavval ve Fakirler gibi din adamlarının tuttuğu özel oruç vardır.

Dini bayramları ve özel günleri

Ezidilik; bayram, özel gün ve merasimler bakımından oldukça zengindir. Senenin büyük çoğunluğu bayram, özel günler, özel ziyaretler gibi özel zamanlar ile doludur. Bununla beraber Ezidiler özel mekânlar bakımından da oldukça zengindirler. Yılbaşı: En büyük ve en önemli Ezidi bayramıdır. Çarşema Sor olarak bilinir. Doğu takvimine göre Nisan ayının ilk Çarşambası Yılbaşı sayılır. Ezid Bayramı, Bêlında Bayramı: Çılê Zıvıstane’nin (Kış Kırkı) ilk Cuma günü sadece Pirafat Pirlerinin bayramı ikinci Cuma ise genel bayram olarak kutlanır. Hıdır İlyas Bayramı: Şubat’ın ilk Perşembe günü kutlanır. Bunlar haricinde Kurban bayramı, Ramazan bayramı, İsa bayramı, gibi birçok bayram bulunmaktadır.

Birçok Ezidi Türkiye devleti artık onları rahatsız etmediği için geri dönmeye başladı. Yüzyıllar boyu süren zulümlere maruz kalmalarına rağmen, Ezidiler inançlarını, dikkate değer kimlik duygularına olan bağlılıklarını ve güçlü karakterlerini hiç terk etmedi.

Eğer IŞİD tarafından Irak ve Suriye’de yerlerinden edilirlerse, daha fazlasının Türkiye’nin güneydoğusuna, inançlarını yaşamalarına izin verilen yere yerleşmesi mümkün.

Kaynaklar

http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/08/140808_ezidiler_kimdir

http://www.zaman.com.tr/pazar_kim-bu-ezidiler

http://www.timeturk.com/tr/2012/11/30/kim-bu-ezidiler-nerede-yasar-neye-inanirlar

IŞİD Kıskacındaki Yezidiler Kimdir?